Royal Enfield’in Güney Kutbu Yolculuğu: 90° South Ekspedisyonu Başlıyor
Royal Enfield, 120 yıllık tarihine yakışır şekilde motor dünyasında sınırları zorlamaya devam ediyor. Bu kez hedef, yeryüzünün en uzak ve zorlu noktalarından biri: Güney Kutbu. 90° South adını taşıyan bu eşsiz ekspedisyon, sadece markanın tarihine değil, aynı zamanda motosiklet tutkusunun keşifle buluştuğu noktaya da önemli bir not düşmeye hazırlanıyor.
120 Yıllık Serüvene Kutup Noktasında Nokta
1901 yılında kurulan ve kesintisiz üretimde olan en eski motosiklet markası olan Royal Enfield, “pure motorcycling” anlayışıyla sürcülerin kalbinde taht kurmayı başardı. 120 yıllık bu yolculuk boyunca, dünyanın dört bir yanında unutulmaz maceralara imza atan marka, şimdi de bu mirası Antarktika’nın uçsuz bucaksız beyazlığına taşıyor. 90° South ekspedisyonu, markanın hem geçmişine bir saygı duruşu hem de geleceğe yönelik iddialı bir adımı niteliğinde.
770 Kilometrelik Kutup Sürüşü: Rota ve Hedef
Ekspedisyon, 26 Kasım 2021’de Cape Town, Güney Afrika’dan başlayarak, Antarktika kıtası üzerindeki Ross Ice Shelf’ten Amundsen-Scott Güney Kutbu İstasyonu’na kadar uzanan 770 kilometrelik bir sürüşü kapsıyor. Rota, Leverett Buzulu üzerinden geçiyor ve tamamen karla kaplı, dondurucu ve insansız bir coğrafyada gerçekleşiyor. Bu sadece bir sürüş değil; bu, bir insan ve makine dayanıklılık testi.
İki Cesur Sürücü: Santhosh Kumar ve Dean Coxson
Bu çılgın yolculuğa çıkan isimler ise Royal Enfield’in kendi içinden: Santhosh Vijay Kumar, markanın Rides & Community bölümünün başındaki isim, ve Dean Coxson, ürün geliştirme ekibinden kıdemli bir mühendis. Her ikisi de motosiklet tutkusunu keşifle birleştiren deneyimli sürücüler. Kumar, Himalaya geçitlerinden Afrika yollarına kadar sayısız maceraya imza atmış bir sürüş lideri. Coxson ise Royal Enfield modellerinin tasarım sürecinden gelen bilgi birikimini sahada uygulamaya koyuyor.
Antarktika’ya Özel Donanım: Himalayan’da Ne Değişti?
Ekspedisyonda kullanılacak motosikletler, Royal Enfield’in macera ruhunu temsil eden modeli Himalayan. Ancak bu zorlu yolculuk için bazı özel dokunuşlar şarttı. Motosikletin dişlisi 15’ten 13’e düşürülerek arka tekerleğe daha fazla tork aktarılması sağlandı. Tubeless jant sistemine geçildi ve çivili lastikler kullanılarak hem düşük basınçla sürüş hem de buz üzerinde tutunma optimize edildi. Ayrıca, ısıtmalı sürüş ekipmanlarını besleyebilmek adına daha güçlü bir alternatörle donatıldı.
Bu motorlar, İzlanda’daki Langjökull Buzulu’nda test edildi. Antarktika’daki koşulları birebir simüle eden bu alanda yapılan testler, motorların bu çetin mücadeleye hazır olduğunun en büyük göstergesi.
Arctic Trucks Ortaklığı: Kutup Deneyimi Sahada
Royal Enfield, bu proje için Antarktika operasyonlarında uzmanlığıyla bilinen Arctic Trucks ile iş birliği yaptı. Uluslararası Antarktika Tur Operatörleri Birliği (IAATO) üyesi olan şirket, daha önce bilimsel araştırmalar ve sivil keşif gezilerinde 350.000 kilometreden fazla sürüş gerçekleştirmiş durumda. Bu ortaklık, sadece lojistik değil aynı zamanda güvenlik açısından da kritik önem taşıyor.
Royal Enfield’in Sürüş Felsefesi ve Keşif Ruhu
Royal Enfield’in bugününe kadar gerçekleştirdiği birçok sürüş – Everest Base Camp’a ulaşmak, Karakurum geçitlerini aşmak ya da Kutch çölünde gece sürüşleri yapmak – markanın keşfe olan tutkusunun göstergesi. 90° South ise bu keşif ruhunun zirvesi. Himalaya’dan gelen ilhamla yaratılan Himalayan modeli, şimdi bu ilhamı dünyanın en güney ucuna taşıyor.
Çevre Duyarlılığı: #LeaveEveryPlaceBetter
Royal Enfield, bu ekspedisyonda sadece sınırları zorlamayı değil, aynı zamanda doğaya saygılı bir yaklaşımı da benimsiyor. Ekip, sürüş boyunca yalnızca sıkıştırılmış kar yollarını kullanarak doğaya minimum zarar vermeyi hedefliyor. Tüm atıklar – insan atıkları dahil – geriye taşınacak ve #LeaveEveryPlaceBetter yaklaşımı doğrultusunda hiçbir iz bırakılmayacak. Sadece motosikletin lastik izleri… o da karla kaplanıp birkaç saat içinde kaybolacak kadar geçici.